YARINA İNANMAK
Sevgi,
inanış, güven, acıma, saygı gibi varlığımızı ilgilendiren türlü insanlık
duygularının bozulmadığı her devirde ve her yerde sanat ve edebiyat ciddiye
alınmış, değer taşımıştır. Ciddiye alınmayan gerçek sanat hiçbir yerde
gösterilemez. İkinci savaş sonrası kuşaklarına giren yazarların çoğu,
ciddilikten yoksundur. Ünü ucuza mal etmek yüzünden çocuk denecek yaşta
olanların bile ağıza alınmaz deyimlerle yüz kızartacak sözde şiirler düzmeye,
iri iri laflar ederek eleştirmeler yazmaya kalkıştıklarını görmedik mi?
Bıyıkları yeni terlemiş bir delikanlının “dünya sanatında” diyerek
eleştirmesine başladığını okuyunca dünyanın avuca sığacak kadar küçüldüğünü
görerek içim burkulmuştu.
Bizim
bildiğimiz medeniyetler sanatı ve edebiyatıyla ölçülür. Eski Yunan medeniyetinden
sanatını ve edebiyatını kaldırınız, geriye ne kalır? Yirminci yüzyıl Türk
medeniyeti, her halde yukarıdaki anlatmaya çalıştığım bu çeşit eserlerle
kurulmayacak. Şairlerimizin, eleştirmecilerimizin, bir kelime ile bütün
yazarlarımızın çoğunlukça öteden beri takip ettikleri Fransız edebiyatı
Dadaisme (Dadaizm)’den ve bir sürü “isme(izm)” ile biten türedilerinden mi
ibarettir? Bunlardan kaçının adı hatıralarda kalmıştır? Ne şiirin, ne sanatın
yenisi eskisi olur. Sadece sanat vardır. Hangi şiir Baudelaire’inkilerden daha
şiirdir? Yeni kelimesini ağızlarından düşürmeyenler ya tükenmiş olanlar, ya da
kendilerinde yaratma gücü bulunmayanlardır. Yenilik diye ortalığı bulandırmakla
gerçek bir şey kazanılmaz. Bulanık suda balık avlandığı sanatta görülmemiştir.
Gelecek günlere, yarına inanmayan toplumların yaşamayacakları gibi yarını, yani
sürekliliği düşünerek yazmayanların, yazdıklarının yarın açısından
sorumluluğunu taşımayanların yaşayamadıklarını tarih ve edebiyattarihleri
gösteriyor. Ama ne tarihin, ne de edebiyat tarihinin okunduğu var. Ölü doğmuş,
iddialı sanat ve edebiyat eserlerinin tarihi yazılsa ciltler yetmeyecek.
Ben, sanatı
ve edebiyatı insan varlığının en kutsal yaratışlarından biri sayarım. Gerçek
sanat eserlerinin de, yarına geçecek değerde olduğuna inanan sanatçıların
ellerinden çıkmış olanlar arasında bulunacağına inanıyorum. Zaten bana bu
satırları yazdıran da bu inanış oldu. Tabii yarını, geleceği masal sayanlar,
günü gününe yaşamakla yetinenler, diledikleri gibi düşünüp yazarlar. Bu, onların
bileceği iştir.
Suut Kemal Yetki
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder