15 Mart 2013 Cuma

Otobiyografi Örneği-1


CAN DÜNDAR

Tek çocuktum.
60′larda 6′ıncı ayın 16′sında saat 6′yı 56 geçe, 06 trafik kodlu şehirde doğdum. Bu 6′lar hayat boyu peşimi bırakmadı.
Can Bartu’dan ad takmışlar; adımı ve tutacağım takımı seçme şansım olmadı.
21 Mayıs 1963.Ankara’da bir ihtilal günü, stüdyoda babam ve annemle… Doğduğumda anayasa kabul edileli birkaç hafta olmuştu ve Menderes’in asılmasına birkaç ay vardı.
Anayasayı 10 yaşıma gelmeden budadılar, 30′uma varmadan Menderes’in itibarını iade
ettiler.
* * *
Haziran 1961 tarihli Cumhuriyet: Bizim evi basan selin haberi manşette… Daha göbek bağımın ucu kurumadan evin önünden akan boklu dere taştığından bütün zıbınlarımı sel aldı; çıplak doğdum denilebilir.
Annem babam memurdu.
Annemin “daire”sinde, facit hesap makinalarıyla, DMO damgalı daktilolar arasında büyüdüm. Yandaki bina Tuslog’tu. Birtakım kızgın gençler üç günde bir gelip bağırır, çağırır, taşlarlardı. 68 kuşağıyla orada tanıştım.
* * *
Kreş yılları- (1964) Usluydum.
Sabah bir koltuğun üzerine bırakırlar, akşam gelip oradan alırlardı.
Utanılacak kadar normaldim. Hiçbir oyuncağımı kırmadım, zil çalıp kaçmadım, Ayşegül’lerimi yırtmadım. Şimdi onları tek tek oğlum yırtıyor.
Pazar’ları Ankara’da banyo günüydü. Koca odun parçalarıyla zor yanan kazanların kaynar sularında tuğla büyüklüğünde yeşil sabunları kafama yiye yiye yıkandım.
Babamdan fiske yemedim, ama annem feci keseler ve vurdu mu çınlatırdı.
Babamla 6. yaşgünümde-Lunaparkta alnıma yazısını bırakan kazanın izlerini silmeye çalışıyoruz.(16.06.1966)Ulus’ta Santral Bebe’den giyinirdim. 5 yaşımda teyzem beyaz puantiyeli kırmızı gömleğimin üzerine maşrapayla su dökünce ilk kez intiharı düşündüm. Sonra vazgeçtim.
6 yaşımda feci bir trafik kazası geçirdim. Bir minibüs taklalar atarak geldi ve içinde bulunduğumuz Citroen’in üstüne çöktü. Arabanın motoru dizlerime bindi, kafam ön cama geçti. Alnıma çizili yara, alın yazısı değil, kaza kalıntısıdır.
* * *
Handan halamla lunaparkta (23.09.1967)Sünnet davetiyem…Bir yaşgünümde sünnet oldum. Sünnet davetiyemin üzerinde baltasıyla bir adam ve kenarda bekleyen kedi figürü vardı. “Maşallah” yazılı şapka giydim.
3-5 arabalık konvoyla kısa bir Ankara turunun ardından Hacı Bayram’a gittik. Tören Harita müdürlüğünün bahçesindeydi, ama aksilik işte, Haziran ortasında yağmur yağdı. Neyse ki top ve saat geldi de hediye, sevindim…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder