FIKRA
Bir yazarın
herhangi bir konu hakkındaki kişisel görüş, anlayış ve düşüncelerini kanıtlama
gereği duymadan hoş bir üslupla yazdığı, kısa fikir yazılarına “fıkra” denir.
Fıkranın özellikleri şunlardır:
·
Köşe
yazısı olan fıkralarda yazar, gündelik olayları özel bir görüşle, güzel bir
üslupla, hiç kanıtlama gereği duymadan her gün kaleme alır.
·
Düşünceleri
hiçbir kalıba bağlı kalmadan serbestçe ortaya koyar.
·
Ele
aldığı konu üzerinde bir kamuoyu oluşturmayı amaçlar.
·
Gazetelerin
bazı sayfalarında, belli köşelerde, genel bir başlıkla, çoğunlukla da her gün
yazılan fıkralarda konu kısaca incelenir, ancak mutlaka bir sonuca varılır.
·
Daha
çok iğneleyici, alaycı bir dille, bazen eleştiri bazen de sohbet tarzında
yazılır.
·
Fıkralarda
okuyucuyla sohbet ediliyormuş havası hâkimdir. Anlatım senli benlidir.
·
Cümleler
kısa ve anlaşılır niteliktedir.
·
Konular
günceldir ve anlatılanların kalıcılık niteliği yoktur.
·
Olaylar
kişisel bir bakış açısıyla işlenir.
·
Kısa,
etkili ve dokunaklı bir sonuca varılır. Amaç, okuyucuyu etkilemektir.
·
Düşünceler
tekrarlanmaz. Bu yüzden fıkralar öz ve yoğun bir anlatıma sahiptir.
·
Amaç,
okuyucuya bazı günlük sorunları tanıtmak, bu sorunlar hakkında düşünceleri,
derinliğe inmeden kanıtlamaya kalkmadan söylemektir.
Türk Edebiyatında Fıkra
Fıkra türü yazılar Türk
edebiyatına Tanzimat döneminde Batı dan geçmiştir. 1908′den sonra bu yazı türü
Türk edebiyatında görülmeye başlanmıştır. Özellikle Ahmet Rasim fıkralarıyla
tanınmıştır. Daha sonra Ahmet Haşim, Hüseyin Cahit Yalçın, Falih Rıfkı Atay,
Refik Halit Karay, Bedii Faik, Orhan Seyfi Orhon, Refii Cevat Ulunay, Metin
Toker, Peyami Safa, Burhan Felek, Ahmet Kabaklı, Aziz Nesin, Çetin Altan, Ahmet
Kabaklı, İlhan Selçuk, Sabri Esat Siyavuşgil de fıkralarıyla öne çıkmıştır.
Fıkra – Sohbet Farkı
Sohbette, fıkradan farklı olarak,
karşılıklı konuşma üslûbu vardır. Yazar karşısında biri varmış gibi sorular
sorar, cevaplar verir. Fıkralarda yazar serbest bir anlatımla düşüncelerini
okuyucuya benimsetmeye çalışır. Sohbetlerin dışa dönük bir yapısının olması da
onun fıkradan ayrılan yönlerinden bir diğeridir.
Makale-Fıkra Farkı
Makalelerde ispat esastır.
Mutlaka bir sonuca varılır. Ciddî, bilimsel bir dil kullanılır. Oysa fıkralar
daha serbest ve mizahî öğeler de içeren yazılardır. Yazar ilgi çekici
konulardaki düşüncelerini tarafsız olma kaygısı gütmeden açıklar. Makaledeki
gibi bir ispat (kanıtlama) zorunluluğu fıkrada yoktur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder